Yazarlara Fırat Acar şoku: Çetin Altan’dan Hayko Bağdat’a, Erk Acarer’den Can Dündar’a… Romanını yazsa yüz binler satardı

SRC Kitap’ın Genel Yayın Yönetmeni Fırat Acar ile ilgili “kendisini KHK’lı olarak tanıttığı, kadınlara kredi çektirerek dolandırdığı, başka kadınların da mağdur olduğu ” şeklinde iddialar çok konuşulmuştu. Odatv’nin gündeme taşıdığı dolandırıcılık ve aldatma iddiaları şaşkına çevirirken, bir sosyal medya hesabı “Kendini bana aşık, KHK mağduru, doçent ve hukukçu olarak tanıttı” demiş, kendisine kredi çektirdiğini ve borcunu kapatmadığını iddia etmişti. Kullanıcı, tweetlerinde 2 tane kayıtsız gerçek olmayan tebligat evrakları bulunduğunu, bunları KHK hikayesi için kullandığını, Red Kitap yayınevini ve şair ve yazar Yılmaz Odabaşı’yı dolandırdığını da öne sürmüştü.

AŞK, ALDATMA, DOLANDIRICILIK İDDİALARI SONRASI GÖREVİNE SON VERİLMİŞTİ

Hasan Cemal, Erdoğan Aydın, Enver Aysever, Esin Davutoğlu Şenol, Haydar Ergülen, Hayko Bağdat, Selim İleri gibi çok sayıda ismin kitaplarının çıktığı SRC Kitap Yayınevi’ndeki genel yayın yönetmeniyle ilgili sosyal medyadaki iddialar sonrası görevine son verilmişti.

12 Mayıs’taki açıklamasında Fırat Acar“… Arkadaşlar, son altı yıldır aynı ekibin açtığı yüz otuzdan (130) fazla sahte twitter ve bir çok instagram hesabından paylaşılan aynı yalanlar ile insanlara gidildi… Buradaki tüm amaçları gittikçe büyüyen yayınevini benim üzerimden zan altında bırakma çabasıdır. Şu an avukatım Çiğdem Koç ile yarın sabah E.K. M.Y ve daha üç ayrı kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunup, elimizde olan tüm belgeleri savcılık ile paylaşıp hukuki süreci başlatıyoruz. Süreçle ilgili bilgileri sizlerle buradan yasal sınırlar içinde kalarak paylaşacağız” demişti.

YENİ İDDİALAR ORTAYA ATILDI: CESURCA ANLATACAĞIM

Daha önce çok konuşulan iddialarla ilgili GecmisUzak isimli sosyal medya hesabı açıklama yaparak, “11.05.2025’de Fırat Acar hakkında @golge23661 hesabından yapılan ve her bir satırın noktası virgülüne kadar gerçek olan ifşanın, polemik yaratılmaya çalışılan diplomasının, İsveç kimliği, doçent olduğunu iddia ettiği tüm yalanlarını açıklayacağım… Daha derinlerde Fırat Acar’ın nitelikli dolandırıcılık ve organize suç örgütüne dönüşme hikayesini çalışanları ve yazarları nasıl kullandığını, avına düşen kadınları nasıl manipüle ettiğini, kimlerden destek aldığını, sonsuz yalan söyleme kabiliyetini yaşam tarzına nasıl dönüştürdüğünü cesurca anlatacağım” ifadelerini kullandı.

“BÜTÜN AİLE, MADDİ ve MANEVİ DOLANDIRILDIK”

GecmisUzak isimli sosyal medya hesabı, Fırat Acar’ın kendisiyle sevgili olduğunu ve mağdur olduğunu söylediği için Acar’a kredi çekip verdiğini iddia etti:

“Kendisiyle ilk tanışma zamanlarımız 2020 yılının başlarında sosyal medya üzerinden Kürtçe kitap gönderimi ile başladı. Yoğun bir iletişim ve ısrarları sonucu ilişkimiz başladı. Kısa bir zaman içinde kendisini KHK mağduru, İsveç vatandaşı, İsveç bilim kurulu üyesi olduğunu, Doçentliğini İsveç’teki bir üniversiteden aldığını, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi bitirdiğini ve Selahattin Demirtaş’la aynı dönem okuduklarını söylemişti. Eşiyle boşandıklarını, kızıyla annesinin İsveç’te yaşadığını, annesinin oranın vatandaşı bir psikolog ile evli olduğunu defalarca ifade etti. Zamanla ilişkimiz ilerledi sadece benim değil ailemin de GÜVENİNİ kazanarak, ailemin içine girdi. Oğlumla tanıştı. Evlilik vaadleri ve gelecek planlarından hiç bahsetmiyorum bile. Sadece beni değil ailemi de bu sözde sevgiye ikna ettiği için süreçte bütün aile, maddi ve manevi dolandırıldık!”

Türkiye’deki birçok Üni.’de Siyaset Bilim üzerine dersler verdiğini ve hocalık yaptığını, devletin tüm mallarına el koyduğunu ve ciddi mağduriyet yaşadığını,mali olarak ailesinden hiç destek görmediğini, onurlu bir erkek olarak bu durumu ailesine hiç aktarmadığını söylüyordu. Her duyarlı insan gibi ben de o tarihlerde kendisine, yaşadığı bu mağduriyeti hafifletmek ve yalnız olmadığını hissettirmek için paralar yolladım. @golge23661 nin yaptığı gibi krediler çekip o zamanlar akrabası olduğunu bilmediğim hesaplara, değişik kişilere vergi borcunu, arabasının tamir parasını, milyon dolarlık servetini geri almak için açtığı davaların mahkeme masraflarını vs… fazlasıyla ödemiştim. Devlete karşı açtığı bu davaları kazandığını ancak politik sebeplerden dolayı önüne engel çıktığını ve parasını alamadığını söylüyordu.”

ERK ACARER VE HAYKO BAĞDAT DA MI YAZI YAZACAKTI

Acar’ın, Avrupa Birliğinin fonundan yararlanmak için İnternet Gazeteciliği adı altında online bir site kurmayı ve yurt dışında yaşayan bazı kadın yazarların da bu projeye dahil olduklarını söylediğini iddia eden hesap, “Almanya’da yaşayan (E. A. – C. D ve H.B) o dönemde yurtdışında yaşayan bazı kadın yazarların da bu projeye dahil olduklarını ve yazılar yazacaklarını söyledi.” ifadelerini kullandı.

İsmi geçen E. A. isimli kişinin ise Erk Acarer, H. B. adlı kişinin ise Hayko Bağdat olduğu öne sürüldü.

“KİTAPLAR HİÇBİR ZAMAN BASILMADI VE BU PARALARIN İADESİ ÖDENMEDİ”

“Hızlıca farklı sahte bir proje hayata geçirdi” iddiasında bulunarak SRC Kitap’ın bu şekilde 01.09.2022’de kurulduğunu söyledi.

“Src yayınlarının kuruluş sermayesini bana 1.250 milyon TL ve 5 kişi olarak söylemişti. Oysa şirket 450 bin TL sermayeyle 3 kişi olarak kuruldu. Resmi ortak değildim. 35 bin TL yollamıştım bu ortaklık için” diyen hesap, “Yolladığım paralar bu tarihlerden itibaren eşi(sözde kuzenin eşi olduğunu söylediği) G.S.Acar hesabına gönderiliyordu. Fırat Acar’ın hesabı hala yoktu. Ve bilinçli bir şekilde hesap açmıyordu. Çünkü onun hesaplarına devlet hala el koymuş ve yatabilecek her paraya el koyabilirdi” iddiasında bulundu.

CAN DÜNDAR’A PARA MI VERDİ

Yurt dışındaki kurumlardan sanat hibe projesi olarak para aldığını ve Almanya’daki bir yazardan da kitap basımı için para istediğini iddia eden hesap, “Almanya’da yaşayan C. D. isimli ünlü yazara tüm kitaplarının basımı karşılığında 30.11.2022’de F.A.Ç. isimli hesaba 1.000 euro, C. isimli kişiye de nakit 6.000 euro teslim edildi. Oysa kitaplar hiçbir zaman basılmadı ve bu paraların iadesi de bana ödenmedi. 24.08.2022’de FIRAT ACAR tarafından Dünya Bankasına bağlı Uluslararası Finans Kurumu IFC’nin @WB_AsiaPacific @IFC_org kültür sanat hibe projesi adı altında 3 milyon usd ödeme yapılacağı SAHTE BİR PROJE ortaya atıldı.Bu projeyi Fırat Acar danışman olarak yönetecek, tüm proje desteğini de halen IFC’de @WB_AsiaPacific @Diop_IFC @IFCAfrica çalışan 2 kişi S. E. ve K. A. verecekti. Dicle’nin ifşasının yayınlandığı hafta Fırat Acar bu iki ismin de yayınevinin gizli ortağı olduğunu söyledi” ifadelerini kullandı.

“Almanya’da yaşayan C. D. isimli ünlü yazar” ifadesinde geçen kişinin Can Dündar olduğu iddia edildi.

“BU PROJENİN GARANTÖRLÜĞÜNÜ GALATASARAY VAKFI YAPACAKTI”

Projenin garantörlüğünü Galatasaray Vakfı’nın yapacağını iddia eden hesap, milyonlarca liranın teminat olarak hesapta blokede duracağını öne sürdü:

“Bu projenin garantörlüğünü teminat mektubu adı altında Galatasaray Vakfı yapacaktı. Bu vakıfla görüşmeleri ve üyelerinin iknasını da S.E’nin eşi ya da eski eşi Ceo K.Ö. (?) yaptı. Marka ismi olarak da Oslo Kitap seçildi.

Yayınevinin çıkış noktası ise Azınlıklar ve Ötekiler olarak belirlenmişti. Tezgah o kadar profesyonel kurulmuştu ki kaç kitap basılacağı, hangi tür kitapların olacağı, yabancı dilde basımlar, çocuk kitapları vs. baştan hazırlanmıştı bile. Bunun için ayrı bir şirket kuruldu.

Teminat olarak da 1.850 milyon TL hesapta blokede duracaktı. Tabi ki bu hesap anlayacağınız üzere eşi G.S.Acar’ın hesabında olmalıydı. Çünkü nitelikli dolandırıcımızın üzerinde devlet tarafından tedbir kararı vardı.”

“KİTABI HİÇBİR ZAMAN BASILMADI… ANCAK 3 MİLYON TL’DEN FAZLA ÖDEME YAPILDI”

Farklı kişilerden avans, kendisinden 2 milyon TL aldığını ileri süren hesap, A. A. isimli yazar adına 3 milyon TL’den fazla ödeme yapıldığını ancak kitabın basılmadığını iddia etti:

“Kitaplar sayıca artmaya başlayınca Proje kapsamında ünlü yazarlara da yer verilmesi gerektiğini bunu IFC’nin koşul olarak sunduğunu @WB_AsiaPacific ve daha çok paraya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bunun için ilk olarak Ç.K. aracılığıyla ünlü yazar A. A. ile görüştü. Hatta Src’nin ilk ortaklarından A.A’yı ikna ederek 1 milyon TL avans olarak şirket hesabından Ç. K’un hesabına havale yaptırttı. Tabi ki bu para eski ortak A.A’ya iade edilmedi. Benden de yazar A. A. için nakit 2 milyon TL aldı. Bunu euroya çevirip yazar A. A’ın oğluna elden teslim edeceğini söyledi. Karşılığında ödeme makbuzu almasını ısrarla söylememe rağmen etik olarak yazardan bunu isteyemeyeceğini söyledi. Bir şekilde beni ikna etmesi gerekiyordu. Bunun için ünlü yazar A. A. adına sahte bir telif sözleşmesi düzenleyip onun adına imza attı. Telif Sözleşmesindeki kitap başka bir yayınevinden çıktı. Buna savunma olarak da Yazarı hapishanedeki günlerinde yayınevinin bir şekilde ikna edip imzasını aldıklarını söyledi. Kitabı hiçbir zaman basılmadı ve öyle bir anlaşma da yapılmamıştı. Ancak A. A. adına toplamda 3 milyon tl’den fazla ödeme yapılmıştı. Bir diğer ünlü yazar da herkesin yakından tanıdığı O. B’dı. Tıpkı A.A’daki kurgu aynı şekilde onun için de yapıldı. Bu yazar için de benden 750 bin tl toplamda alıp eşinin hesabına gönderildi. Fuarlarda çekildiği boy boy fotoğrafları referans gösterip yeni kitabını bizden çıkaracağını taahhüt edip duruyordu.”

“TANIŞTIĞI YENİ KADINLARIN KİTAPLARINI BASIYOR VE ONLARI TACİZ ETMEKTEN DE GERİ KALMIYORDU”

Acar’ın kendisini nasıl tanıttığına dair ise “Herkese yayınevinin sahibinin kendisi olduğunu ve mali gücünün çok yüksek olduğunu söylüyordu. Oysa nitelikli dolandırıcı Fırat Acar’ın tek kuruş parası yoktu. Benden ve ağına düşürdüğü kadınlardan aldığı paralarla kendi imparatorluğunu kurmuştu. Satılan evlerin, çekilen kredilerin haddi hesabı yoktu. Ve bu ödemelerin bir tekini dahi kendisi karşılamıyordu. Düşünebildiği tek şey kendi itibarını devam ettirmek satılmasa bile kitaplar basmak. Manipüle ettiği, tanıştığı yeni kadınların kitaplarını basıyor ve onları taciz etmekten de geri kalmıyordu. Her kitabı kılıfına uydurarak IFC projesinin talebi şeklinde söylüyordu” iddiasında bulundu.

ÇETİN ALTAN İLE DE Mİ GÖRÜŞTÜ

Tweet serisinde “IFC proje kurgusunu daha da geliştirip ölmüş bir gazetecinin tüm seri kitaplarının basılması gerektiğini söyledi. Ç. K. aracılığıyla Ç. A. kitaplarının basımı için aileyle görüştü” ifadeleri yer aldı. Ç. A. isimli kişinin Çetin Altan olduğu iddia edildi.

“ARACILIK YAPAN SİZ MİSİNİZ… ALTAN ADI KULLANILARAK DOLANDIRICILIK MI VAR”

Çetin Altan’ın yanı sıra, “1 milyon TL avans olarak şirket hesabından Ç. K’un hesabına havale yaptırttı.” ifadelerindeki kişinin ise Çiğdem Koç olduğu öne sürüldü. Bir sosyal medya kullanıcısı “Burada bahsedilen ünlü yazar Ahmet Altan, aracılık yapan hesabına paralar gelen Ç.K siz misiniz @cigdemkc
avukat hanım? Burda Ahmet ALTAN’ın adı kullanılarak yapılan bir dolandırıcılık mı var? Yanılıyor muyum? 12 mayıstaki açıklamadan bu yana konuyla ilgili paylaşım yapmamışsınız” ifadelerini kulandı.

“Bir diğer ünlü yazar da herkesin yakından tanıdığı O. B’di” ifadelerindeki yazarın ise Oya Baydar olduğunu ileri sürdü.

TARIK ZİYA EKİNCİ KİTAPLARI İÇİN Mİ SÖZ VERDİ

Acar ile ilgili “Basımla ilgili sorunlar çıkınca bu kez de IFC çalışanı S. E. ile hem ilişkisini güçlendirmek hem de jest yapmak amacıyla T.Z.E. seri kitaplarını ölüm yıldönümüne yetiştirmek için söz verdi.

Bu kitapların hepsinin satış olasılığı yokken, geliştirdiği ahlaksız ilişkileri koruma altına almaya çalışıyordu .Nitelikli dolandırıcı Fırat Acar bununla da yetinmiyor yayınevinde çalışan bazı kadınlarla ilişki yaşayıp, kendi safına çekip yasadışı istediği her şeyi yaptırıyordu” ifadelerini de kullandı.

İsmi geçen T. Z. E. isimli kişinin, 2024’te yaşamını yitiren Eski Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Tarık Ziya Ekinci olabileceği belirtildi.

FIRAT ACAR: TANIKLIKLAR BU YALANLARIN TÜMÜNÜ GÖZLER ÖNÜNE SERECEK

Sosyal medyadaki açıklamalar üzerine Fırat Acar ise 20 Haziran’daki açıklamasında şunları söyledi:

“… Bu olaylara dair iddia edilen ve söylenen her şeye dair; 2019 yılından bu güne değin bu olayların içinde varolan kişilerle ilgili tüm yazışma, görüşme kayıtları, hem kendileri, hem aile bireyleri, hem yurtdışında bulunan 2021, 2022,2023 yıllarında gittikleri gazeteci ve kurumlarla yaptıkları ve kendi aralarında yaptıkları ve bize kendi taraflarından ve o kurumlardan ve gazeteci dostlarımız tarafından yollanan yazışmalar dahil hepsi mevcuttur ve mahkeme sürecinde hepsini avukat dostlarımız hukuk sınırları içerisinde kalarak mahkemeye sunacaklardır. 2023 yılında iki ayrı ülkede bulunan kadın yapılanmasının daveti üzerine gittiğim kurumlarda yaptığım görüşmeler ve bende olan tüm belgeleri paylaştıktan sonra taraflarla bir daha görüşme ihtiyacı duyulmadığını belirten ve benimle görüşenler, kamuoyu tarafından bilinen kişilerdir.

Eğitim hayatıma dair , tutuklanma nedenime dair yaratılan yalanlar, Güney Kürdistan’dan sınır dışı edildiğime dair yalanlar, Barzani ailesinin beni şikayet ettiğine dair yalanlar, Güney Kürdistan’da öğrenci birliği başkanlığı yaptığım döneme dair yalanlar, daha sonra orada yaptığım danışmanlığa dair yalanları ortaya çıkaracak olan, oradaki resmi kurumlardan gelen belgeler dava açılması halinde yetkili makamlara sunulacaktır. Erbil’de okumadığım, Erbil’den sınır dışı edildiğim, Almanya’da eğitim almadığıma dair söylenenler de mahkemenin resmi olarak konsolosluklardan isteyeceği belgelerle ispatlanacaktır, diğer tüm iddialar gibi. Tehdit iddialarına ilişkin olarak da mevcut yazışmalar, ilgili kişilerin bizzat kendi aileleri ile görüşmeler ve tanıklıklar durumu açığa kavuşturacaktır yargı önünde. Bu durum başkalarının da özeli olduğu için, ilkesel olarak daha fazla detay vermek istemiyorum. Ve bunun dışında siyasal yaşamda daha önce birlikte bulunduğumuz ve Güney Kürdistan sürecinde uzun yıllar birlikte Hewlerde mesaimiz ve dostluğumuz olan bir çok HDP’li, DTK’lı, PDK’li PSK’li Rizgari’li Kawa’cı ve Türkiye’de belediye başkanlığı ve vekillik yapıp tüm oradaki sürecimi bilen dostlarımız ve bu kişilerle daha evvel iletişim sağlayan kim olduklarını bilen dostlarımız da bu süreçlere dair gerektiğinde şahitlik yapmayı kabul ettiler. Onların tanıklıkları da bu yalanların tümünü gözler önüne serecektir.

Bizler hukuk sürecinin başlamasını beklerken suskunluğumuzu bir onay ve korku olarak görenlere karşı dahi ahlaklı davranıp yurtiçinden ve yurtdışından çalıştıkları kurumlardan aranmamıza rağmen bir veri paylaşımında bulunmadık, iddiaların aksine hiçkimseye zarar vermemeye odaklı davrandık, bu duruşumuzu da sürdüreceğiz…

Ve bu olaya bilip bilmeden atlayan, kimi de bana olan kişisel husumetleri ile saldıranlar arasında yakınının kitabını basmadığımız bireylerden tutun da, kapısına ev sahibi dayandığında beni arayıp kirasını ödememi isteyen, sonrasında kuracakları işe mali destek vermeyi red ettiğim kişilerin olduğunu da söylemek isterim. Ki bunlarında tüm yazışmaları mevcut bizde. Yayın kurulu tarafından reddedilen kitap dosyasını çektiğini iddia ederek prim kazanmaya çalışanlar dahi oldu. Bu durum tamamen gayri ahlakidir.

Src, Nka ve NfE adlı şirketlere başlangıçta ortak olup, sonra kısa sürede geri çekilenlerin ve bu şirketlerin çok hızlı büyümesini hazmedemeyenlerin ucuz saldırganlıkları ise ayrı bir komedidir. Ve bu kişiler ilk süreçte ortak olarak girdikleri işten bir kaç ay içinde para kazanmayı hesaplarken, sürecin uzunluğunu görüp ayrılmış insanlardır ve hepsinin yatırdıkları para şirket ortakları tarafından resmi hesaplarına kuruşu kuruşuna yatırılmış olup dekontlarının tamamı bizlerdedir ve gerektiğinde yargı makamlarına sunulacaktır.”

PEŞ PEŞE İPTALLER

HASAN CEMAL: KİTABIMI ÇEKİYORUM

Hasan Cemal “SRC ile ilişkilerimi kesiyorum, yayınlanan iki kitabımı da çekiyorum” şeklinde açıklama yaptı.

NURCAN BAYSAL: İLİŞİĞİMİ KESTİM

Yazar Nurcan Baysal ise “Son 1 yıldır birkaç kitabımın yayınlandığı SRC Yayınevi ile ilişkimi kestiğimi duyurmak istiyorum. Bugüne dek kitaplarıma emek veren emekçilerine teşekkür ederim” açıklaması yaptı.

AYŞE BAŞAK KABAN: MAYIS AYINDA İLİŞİLİĞİMİ KESMİŞTİM

Yazar Ayşe Başak Kaban ise “SRC Yayınevi ile mayıs ayı başında ilişiğimi kesmiştim. Bunun nedeni Ben, Kendim ve Bergen üzerine verilen sözün tutulmamasıydı. Sonrasında olaylar patlak verdi. Dün akşam yeniden gündeme geldiği için buradan da duyurmam gerekir belki diye bu açıklamayı yapıyorum. Sevgiler” açıklaması yaptı.

You May Have Missed